Sanatçının son koleksiyonunda Senegal’deki yetişme dönemine dair güçlü göndermeler yer alıyor.
Gueye Modou’nun sanat eserlerindeki parlak renkler ve geometrik desenler, Afrika kültürünün zengin dokusunu oluşturan el dokuması paspaslardan esinlenmiştir.
Gueye, geleneğin özünü modernliğin iplikleriyle örmeye inanan bir sanatçı.
‘Les Nattes de Mon Enfance’ (Çocukluğumun Paspasları) adlı koleksiyonu, izleyiciye Senegal’de geçen çocukluğunun, birçok evde rengarenk paspasların bulunduğu dönemini anlatıyor.
Figüratif sanatçı TRT Afrika’ya verdiği demeçte, “Hasırlar günlük hayatın merkezindeydi ve aile toplantılarında onları sıklıkla oturma yeri veya yatak olarak kullanırdık. Ayrıca çocuklar için oyun alanıydılar.” dedi.
Clarendon Fine Art platformuna göre figüratif sanat, gerçek dünyaya ve özellikle insan figürüne güçlü referanslar içeren her türlü modern sanat biçimini ifade eder. Bu tür, nesneleri ve sahneleri tasvir eden resimlerin yanı sıra portreleri de içerir.
Afrika estetiği
Gueye, “Echo des raciness” (Köklerin Yankıları) adlı tablosunda, Afrika bakımının estetiğini ve tarihini, kişiyi ağaç dallarını veya kökleri anımsatan bir saç modeliyle resmederek vurguluyor.
“Benim tarzım, geleneksel kültürel unsurları çağdaş temalarla harmanlayarak, sıklıkla kimlik ve insan bağlantısını keşfederek Afrika sanatına modern bir yaklaşımı yansıtıyor. Çalışmalarım genellikle cesur, renkli portreler ve figüratif kompozisyonlar içeriyor,” diyor 34 yaşındaki sanatçı.
Gueye ayrıca sanatında duygu ve enerjiyi aktarmak için akrilik ve yağlı boya gibi farklı malzemeler kullanıyor.
Gueye, “Liens Profonds” adlı tablosunda, iki kadın öznenin iç içe geçmiş saç modellerinin insan ve kültürel ilişkilerin gücünü sembolize ettiğini söylüyor. “Hem şiirsel hem de anlamlı,” diyor.
Bantu dilinde ‘kimlik’ veya ‘öz’ anlamına gelen “Ndimi” adlı tablosunda sanatçı, Afrika kimliğini kutlarken aynı zamanda portre sanatının içsel gücünü de ortaya koyuyor.
‘Gözler ruha giden bir kanaldır’
Benzer şekilde Swahili dilinde ‘Kalbin Sıcaklığı’ anlamına gelen “Joto Ya Moyo” adlı tablosu, gözlerin ruha giden bir kanal olarak oynadığı rolü ortaya koyarak, duygusal ve ruhsal yoğunluğu uyandırıyor.
Gueye, bazı resimlerinde ise geleneksel Afrika ailelerinin dinamik ilişkilerini gözler önüne seriyor.
“Canlı desenler ve birbirine bağlı formlar, kadınların ortak bir ev içinde paylaşılan hayatları, sorumlulukları ve ilişkileri yönlendirdiği bireysellik ortasında birlik duygusu uyandırıyor ve bu tür bağlantıların hem zorluklarını hem de uyumunu vurguluyor.”
“Regard en Éclats” adlı eserinde, konunun yoğun bakışı, renkli arka planla birleşerek kültürel mirasın zenginliğini vurguluyor.
‘Miras Taşıyıcıları’
‘Zamanın Koruyucuları’nda Gueye, tamamen beyaz giyinmiş ve sessiz bir ritim eşliğinde dans ediyormuş gibi görünen üç kadını tasvir ediyor.
“Bunu bu şekilde adlandırdım çünkü bu kadınların jestleri, süsleri ve duruşlarıyla atalarının geleneklerine zamansız bir bağlantıyı, nesiller boyunca devam eden kültürel bir hafızayı temsil ettiği fikrini vurguluyor. Bu, hem miras taşıyıcıları olarak rollerini hem de Afrika ritüellerinin ve bilgisinin korunmasındaki önemlerini çağrıştırıyor.”
Sanatçı, resim sevgisinin oluşmasında babasının da payı olduğunu söylüyor.
“Babam ressam ve tasarımcıydı. Okuldan sonra, ona yardım etmek için stüdyosunda vakit geçirmem için beni her zaman arardı ve sanatsal yaratıcılığa olan tutkumu orada edindim. Daha sonra Togo, Lomé’deki Mo d’Art okulunda sanat okudum.”
Şu anda İspanya’nın Barselona kentinde yaşayan Gueye, seyahatlerinden ve günlük karşılaşmalarından ilham alarak kültürel ufkunu genişletmeye devam ediyor.
Birçok eseri koleksiyonerler tarafından değerleniyor ve uluslararası pazarda binlerce dolara satılıyor.
Gelecek vadeden sanatçılara tavsiyesi? “Sizi mutlu eden şeyi çizin. Yarattığınız sanattan zevk almıyorsanız, insanların sanatınızı sevmesini bekleyemezsiniz.”
