Ergin, “Türk okçuluğu, kazandığı madalyayı, ivmeyi çok iyi bir şekilde değerlendirmiş ve dünyada artık sadece yarışmalara katılan değil, katıldığı her yarışmada madalya kazanabilecek, okçulukta önde gelen ülkelerden biri olmayı başarmıştır.” dedi.
Yusuf Göktuğ Ergin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son üç yılda okçuluk sporcularının ortaya koyduğu performansın, bu branşta 2024 Paris Olimpiyat Oyunları için herkeste birden fazla madalya kazanılacağına dair beklenti oluşturduğunu söyledi.
Katıldıkları dünya ve Avrupa şampiyonalarında sporcuların sürekli olarak kürsüde bulunması, hemen hemen her kategoride madalyanın favorisi olmalarının Paris’te hem ilginin hem de beklentinin yükselmesine sebep olduğunu ifade eden Ergin, şöyle konuştu:
“Gitmeden önce söylediğimiz gibi, en büyük zorluklardan bir tanesi bu beklenti ve ilgiyi doğru bir şekilde yönetip, sporcularımızın madalyaya ulaşabilmesini sağlamaktı. 29 Temmuz’da erkek takımımız harika bir gün geçirdi. Türk spor tarihinde ilk takım madalyasını ülkemize kazandırmış olduk. Tabii ki bunun verdiği mutluluk, bizi orada birkaç gün boyunca gerçekten hayal dünyasında yaşattı. Çünkü erkek takımımızın elde ettiği sonucun ardından, sporcularımızın sıralama atışlarındaki yüksek performansı da bizler açısından yarışmalarda daha fazla madalya kazanabileceğimize dair büyük bir öz güven oluşturmuştu. Son üç yıllık süreçte Türk okçuluğu, Tokyo Olimpiyatları’nda kazandığı madalyayı, ivmeyi çok iyi bir şekilde değerlendirmiş ve dünyada artık sadece yarışmalara katılan değil, katıldığı her yarışmada madalya kazanabilecek, en önde gelen okçuluk ülkelerinden biri olmayı başarmıştır.”
“Türk okçuluğunun daha iyi yerlere gelebileceğini düşünüyoruz”
Ergin, Mete Gazoz’un Tokyo Olimpiyatları’nda ortaya koyduğu başarının bir çok yeni sporcunun okçuluğa başlamasına sebep olduğunu, halihazırda okçuluk yapan sporcularda da uluslararası alanda başarı kazanılabileceğine dair bir inanç oluşturduğunu belirtti.
Türkiye Okçuluk Federasyonu ve teknik ekiplerin bu süreci çok iyi değerlendirmeye çalıştığını dile getiren Ergin, bu sayede şu anda çok genç ama kariyerleri çok büyük başarılarla dolu, dünya şampiyonu, olimpiyatlarda madalyalar almış sporcuları olduğunu dile getirdi.
Ergin, şu anda 25 yaşında olan Mete Gazoz’un takımın lideri olarak üç yıl boyunca ekibi çok iyi bir şekilde geliştirdiğini ve olimpiyat oyunlarında madalya alınmasına çok büyük katkı sağladığını vurgulayarak “25 yaşında bir sporcu için bunları söylüyor olmak çok önemli. Arkasında 20-21 yaşında, çok uzun yıllar ülkemize hizmet verebilecek sporcu kardeşlerimiz var. Klasik yay bayanlarda özellikle 17 yaşında Avrupa şampiyonu olup olimpiyatlara giden Elif Berra Gökkır, orada göstermiş olduğu performansla branşında ülkemizin 1996 yılından sonraki en büyük başarısını elde edip, olimpiyat yedinciliğine kadar ulaşması, bizim için çok değerli. Biz bu başarıların bütün gençlerimize çok büyük örnek olacağını, Türk okçuluğunun gerçekten sağlam adımlarla daha iyi yerlere gelebileceğini düşünüyoruz.” diye konuştu.
“Mete hedef haline geldi”
Mete Gazoz’un 2024 yılı boyunca sadece olimpiyat oyunlarında altın madalya kazanmak için odaklanmış bir şekilde çalışmalarını sürdürdüğünü vurgulayan Ergin, şöyle devam etti:
“Bu odaklanma süresince gerçekten büyük bir baskı altında olduğunu itiraf etmek gerekir. Her birimiz bu baskıyı hissettik ve her birimiz Mete’nin bu baskısını paylaşarak onu rahatlatmaya çalıştık. Bütün dünyayla yarışıyorsunuz. Mete gerçekten çok büyük bir hedef haline gelmişti. Sadece olimpiyat şampiyonu olması değil, arkasından Avrupa şampiyonu, arkasından dünya şampiyonu olması sonrası, bütün dünya okçuluğunda geçilmesi gereken kişi, hedef olarak görüldü. Bu kadar keskin bir hedef olan sporcumuzun sürecini en iyi şekilde yönetebildiğimizi düşünüyorum. Çünkü Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda çeyrek finale kadar gelmiş bir sporcuyu başarısız olarak adlandırmak mümkün değil. Olimpiyatlarda çeyrek final görmüş bir sporcu her zaman başarılıdır.”
“Rakip taraftarlar, Mete’nin elenmesi için her şeyi yaptı”
Olimpiyatlarda Mete Gazoz’un maça çıkışlarında izleyicilere olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonu olarak tanıtılmasının da karşıdaki rakiplerinin motivasyonunu çok yukarıya çektiğini belirten Ergin, “Tribünlerin de geçilmesi gereken sporcu, elenmesi gereken sporcu anlamında bir hedefi haline dönüştü. Özellikle Fransız sporcu Thomas Chirault ile çeyrek finale kalmadan önceki maçta, 6 bin 500 kişilik Fransız kalabalık Mete üzerinde çok büyük bir baskı kurmaya çalıştı. Ancak o baskıdan başarıyla sıyrıldı. Ancak öğleden sonra çeyrek final başladığında hem Koreliler hem de Fransız kalabalık şekilde tamamen bizim karşımızdaydı. Rakip taraftarlar, Mete’nin elenmesi için okçulukta izleyicilerin yapabileceği her şeyi yaptı.” değerlendirmesinde bulundu.
Ergin, olimpiyatlarda yaşadıkları en büyük sorunların başında, Olimpiyat Köyü ile yarışma alanı arasındaki mesafe olduğunu sözlerine ekledi.